İstediğiniz Halde Bir Türlü Değişemiyorsanız Okuyun
Son zamanlarda kendinizi biraz kilolu hissediyorsunuz. Nefes darlığı, çabuk yorulma ve terleme gibi belirtiler sizi şüpheye düşürüyor. Hiçbiri olmasa bile görüntünüzden şikâyetçisiniz. Belki de ramazanda yemekleri biraz fazla kaçırdınız. Ağır yemekler yediniz. Belki de yeteri kadar hareket etmediniz. Doktora gidiyorsunuz, size kesinlikle devamlı bir spor programına ihtiyacınız olduğunu ve hareket etmeniz gerektiğini söylüyor. Akşam eve geliyorsunuz, eşiniz kapıdan girince size bir sürprizi olduğunu söylüyor. Ta taa! Sizin için spor merkezinden bir yıllık üyelik almış. Her şey ne kadar hazır gözüküyor. Her şey sizin hareket etmenize ve spor yapmanıza yardımcı oluyor. Ama aradan geçen günler ve haftalar nedense bunun hiç de öyle olmadığını gösteriyor. Peki sorun ne? Neden yapmamız gereken şeyleri çok iyi bilmemize, emin olmamıza ve yapabilecek durumda olmamıza rağmen yap(a)mıyoruz?
Eğer hayatınızda süregelen bir şeyleri değiştirmek isterseniz, beyninizin de bunun için bazı organizasyonlar yapması gerekiyor. Daha önce ilişkisini kurduğu birçok kişi, olay, yer, koku vs gibi objeleri artık yeni şeylerle bağdaştırması gerekiyor. Ancak bu süreç sanıldığı gibi kolay olmuyor. Oldukça yüksek bir beyin enerjisini buna aktarmak gerekiyor. Vücudumuzdaki toplam enerjinin nerdeyse üçte birini beynimiz kullanıyor. Evrimleşmemiz bu vücudumuzu en iyi şekilde hayatta bırakma üzerine kurulu olduğu için, yapımız değişime direnç gösteriyor. Bunu hem kişisel olarak, hem aile içinde hem de toplumda yaşıyoruz. Bireyler zor değiştiği için toplumlarda zor değişiyor.
“Hep aynı şeyi denerseniz hep aynı sonucu alırsınız” Bu söz sanırım değişime olan direncimizi gayet güzel özetliyor. Alıştıklarımızın bizi geriye doğru götürdüğünü fark etsek bile bunu değiştirmenin mümkün olmadığını düşünüyoruz.
Psikolojide bir şeyleri değiştirmeye motive olma durumunu anlatmak için fil ve sürücü benzetmesi kullanılıyor. Fil bizim duygusal tarafımızı yani bir şeyleri yapmak için ihtiyacımız olan enerjimizi temsil ediyor. Sürücü ise bizim planlama yapan, ilerisini görmeye çalışan ve analiz yapan tarafımız oluyor. Eğer fil gerçekten bir şey isterse bu mantığa ters bile olsa sürücü onu mantığa büründürebilir. Aslında çok fazla gereği olmayan o cep telefonunu almanız ya da sigara içmenize bulduğunuz sebepler buna güzel örnek olabilir. Eğer sürücü nereye gideceğine emin değilse o zaman file sürekli daireler şeklinde tur attırır yani enerjisini boş yere harcar. Aynı yere takılır ve aynı şeyleri yaparsınız bu kısır döngüden de kurtulmanız oldukça zor olur. Sürücü çok iyi bir risk hesaplayıcıdır. Ama sorun şu ki aşırı analiz yapar bu da sizin harekete geçme isteğinizi ya tamamı ile bitirir ya da yavaşlatır. Genellikle beyniniz bir değişim durumuna gerek kaldığında şu sırayı izler:
Analiz et- Düşün – Değiş
Ancak bu sıra ile değişime gitmek oldukça zaman alır. Zaman aldıkça da imkânsızlaşır. Bir karar almadan önce mutlaka bazı analizler yapmak gerekir. Ancak hepimiz biliriz ki kararın ne kadar doğru olacağı ancak yaşananlardan sonra ortaya çıkacaktır. Böyle analiz edip, düşünüp kaç tane kararınızdan vazgeçtiğinizi bir hatırlamaya çalışın. Eminim çok fazla durum aklınıza hemen gelecektir. Doğru sıra ise şöyle olabilir:
Gör- Hisset –Değiş
Analiz eden sürücü, genellikle bugünden kopar, geleceğe odaklanır. Bununla birlikte karar verebilmek için geçmişteki verileri de gözden geçirir. Ama oldukça önemli bir şeyi unutmaktadır. Bugünü görmemektedir. Hâlbuki gelecek ve geçmiş zaman dâhil bütün zaman bugünlerden oluşmaktadır. Değişmesi gereken bir şeyi gördüğünüzde, bunu hissedip fazla analiz yapmadan fili harekete geçirmek sizin için daha kolay olacaktır. Gerçekten herhangi bir şey ile ilgili mutsuz olduğunuzu görüyorsanız bunu hissetmeniz fili harekete geçirecektir. Ama durumu analiz edip, üzerine düşündüğünüzde filinizin enerjisinden büyük bir kısmını almış oluyorsunuz. Değişiminize yardım etmesi açısından şu iki soruyu kendinize sorabilirsiniz:
1) Mucize soru: Bu gece harika bir uyku uyudunuz, gece bir şeyler oldu ve sizi buraya getiren bütün sorunlar bir anda ortadan kayboldu. Sabah uyandığınızda bunların çözüldüğüne dair EN KÜÇÜK SOMUT İŞARET ne olurdu?
2) İstisnai soru: En son bu mucizenin küçücük bir kısmını ne zaman gördünüz?
Cevapla
Want to join the discussion?Feel free to contribute!