Bir Koro Bana Liderlik Üzerine Nasıl İlham Verdi?

 

Her şey 2013 mayısında öğrencilerden bir tanesinin facebook hesabında şarkı söylediğini görerek başladı. Sahnede bir parçayı seslendiriyordu. O sırada ben de bunu yapmalıyım diye düşündüm. Onun sayesinde Gramofon Sanat Merkezi ile tanıştım. Başvurumu yaptıktan sonra ufak bir sınav oldum ve popüler müzik korosuna başladım.

Başlarda amacım kendimi ifade etmenin bir yolunu bulmaktı ve bunun müzikle çok iyi olacağını düşündüm. Ancak daha sonra çalışmalar başladı, konser vaktimiz geldi çattı. Gerginlik arttı. Yaklaşık 600 kişinin önünde tek başımada şarkı söyleyecektim. Şarkıma başlamadan 30 saniye önce sözleri unuttuğumu söyleyebilirim :). Sahneye çıktım, o an inanın ne yaptığımı hatırlamıyorum. Sadece Türker hocamla bir ara göz göze gelip beni kafası ile onayladığını hatırlıyorum. İşte orada hayatımda çok şeyin değiştiğini gözlemlemeye başladım.

Türker hocam tek başına hem 600 kişilik bir etkinliği düzenliyor, hem bizim kendimizin bile ezberleyemediği şarkıların sıralarını biliyor, hem bizi yönlendiriyor, hem orkestrayı yönetiyor hem de seyircinin nabzını tutuyordu. Bunların hepsini bir arada yaptığını durduğum yerden çok rahatlıkla görebilliyordum. (hepimizin kişisel sorunları ile uğraşması olayın başka bir boyutuydu.)

Konser bittiğinde hepimiz tebrikleri kabul ediyorduk. Belki gelenlerin önemli bir kısmı Türker hocanın adını bile bilmiyordu. Pırıltılı sahne ışıkları arasında bizlerin yüzü daha çok gözüküyordu. Ama işte burada liderlik adına çok önemli bir ders alıyorduk: Hocamız kendi varlığı geride olmasına rağmen bizi hareket ettiriyordu. Sadece bizi değil 600 seyirci ve yaklaşık 10 kişilik profesyonel orkstranın tamamı ona bakıyordu.

Liderliğin temeli bence görünmeden itici güç olmakta yatıyor. Lider Türkiye’de bildiğimiz önde “bunu ben yaptım” şeklinde işlemiyor. Önemli olan arkada durup onunla birlikte hareket edenleri öne çıkarıp onların başarıları ile gurur duymaktan geçiyor. Yani olay görünür olmaktan değil, görünür olmadan harekete geçirmekten geçiyor. Ayrıca Türker hoca ona olan saygımızı bizi aşırı överek ya da kontrol ederek kazanmıyor. Korodaki sürecimizde inanılmaz eğleniyoruz ama gerekli olan yerlerde hocamızdan çekiniyoruz da. Bu dengeyi kurmak hiç kolay değil.

Koroda şarkı söylerken içgüdüsel olarak sesinizi daha çok çıkarmak ya da arkada kalmak isteyebilirsiniz. Ancak büyük hataya düşersiniz, siz yanınızdakini, yanınızdaki sizi dinlemek zorunda ve ortaya çıkan ses TEK bir ses olmak zorunda. Yani egonuzu bir yere bırakmanız gerekiyor. Müziğin en küçük ayrıntılarında bile ses varken ve ses yokken hep birlikte hareket etmeniz gerekiyor. Ayrıca herkesin sadece kendi bölümünü değil diğer seslerinde bölümlerini bilmesi ve ona göre hareket etmesi gerekiyor. Türker hocamın dediği gibi “iyi bir korist kendi bölümünü değil diğerlerinin de bölümünü bilmelidir.”

Bu muhteşem deneyimi bana yaşatan koro arkadaşlarıma, Gramofon Sanat Merkezine ve tabi ki Türker hocama teşekkür ederim.

0 cevaplar

Cevapla

Want to join the discussion?
Feel free to contribute!

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir