Üniversitelerin Tercih Dönemlerinde Öğrencilerle İletişim Kurarken Göz Ardı Ettiği 3 Şey
Temmuz ayının ilk 2 haftası üniversiteler ve üniversite tercihi yapan öğrenciler ve aileleri açısından oldukça hareketli geçiyor. Aileler çocuklarının puan durumlarına göre en iyi eğitimi mutlaka alması gerektiğini düşünüyor. Vakıf üniversite sayısının artması ve bu konudaki rekabetin üst boyutlara taşınması ile birlikte bundan 10 yıl kadar önce çok üzerinde durulmayan tanıtım faaliyetleri bir çok üniversite için hayati önem taşımaya başladı. Üniversiteler bu süreç içerisinde belli başlı içerikleri tanıtmaya ve anlatmaya çalışıyorlar. Bunların arasında;
– Burs imkanları
– Yurt imkanları
– Sosyal imkanlar
– Öğretim Elemanlarının kalitesi
– Kampüs olanakları
– Uluslararası bağlantılar
gibi faktörler bulunuyor. Üniversiteler özellikle son 3 yıl içerisinde tercih dönemimde sosyal medyayı aktif olarak kullanmaya başladı. Öğrencilerin kafalarındaki hemen bütün sorulara canlı ve çevrimiçi cevaplar veriliyor, etkileşim artık günlerle değil saniyelerle olacak duruma geliyor. Bir çok üniversitede sadece tercih dönemi için ayrıca bir sosyal medya stratejisi belirleniyor. Bu sene şöyle bir baktığımız zaman üniversitelerin öğrencilere ulaştığı kanallar ve ulaşma şekilleri aşağı yukarı şu şekilde gerçekleşiyor,
Facebook: Beğeni sayfası, üniversite imkanları ile ilgili ağırlıklı olarak fotoğraflar, üniversite fiziksel olanakları tanıtım videoları, başarılı mezun profilleri, üniversitenin ulusal ve uluslararası başarılarının anlatıldığı haberler ve bültenler, öğrenci klüpleri ve etkinlikleri
Twitter: Paylaşılan anlık etkileşim fotoğrafları, üniversite ile ilgili başarı hikayeleri, üniversitenin daha önce kazandığı başarılar ve bununla ilgili haberler
Youtube: Üniversitenin genel tanıtım videosu, bölüm tanıtım videoları, sosyal imkanları ile ilgili videolar, tercih dönemi için viral bir video, öğretim elemanları ve öğrencilerin etkinlik videoları
Linkedin: Üniversite kurum hedefleri, üniversite tanıtım kataloğu, mezunların başarıları, akademik başarılar
Instagram: Üniversite içerisinde çekilen manzara fotoğrafları, öğrencilerin çektiği fotoğraflar, etkinlik görüntüleri, ünlü isimlerin üniversiteyi ziyaret fotoğrafları, öğrenci klüplerinin başarılı etkinlik görüntüleri
Bu yazılanların elbette fazlasını yapan üniversiteler mevcut ancak genel profil olarak ulaşma kanalları bu şekilde gerçekleşiyor. Ancak bu şekilde öğrenciye ulaşım ne kadar etkili oluyor? Etkileşimi arttıran başka yollar olabilir mi? Kendi gözlemlerime dayaranak gözden kaçabilecek bazı durumları belirtmek istedim:
1) Sosyal medya iletişimi yoğunluğunun bütün seneye yayılmaması: Üniversitelerin tercih dönemlerinde çok yoğun sosyal medya kullanması anlaşılır bir strateji ancak bu yoğunluğu hiç düşürmeden bütün döneme yaymak çok daha etkili bir strateji olabilir. Sonuçta temmuz ayında verilen mesaj sayısı, mesaj yoğunluğu ve bilgi karmaşası çok daha fazla olabiliyor. Bu sonuç olarak mesajın etkinliğini düşürüp ulaşma maliyetlerini arttırıyor.
2) Sosyal medyada ‘gençleri anlıyoruz onlar gibiyiz’ bakış açısının yaygın olması: Üniversiteler 17 yaşında bir öğrencinin ve ailesinin psikolojisini göz önüne alarak onların davranış şekilleri ile kendilerini ifade etmeye çalışıyorlar. Tabi bu çoğu zaman oldukça ilginç durumların ortaya çıkmasına sebep olabiliyor. Kampüste selfie çeken öğrencilere ödül veren üniversiteler, öğrencileri ile birlikte çimlerde dans eden akademisyenler, kampüste özgürce atlayıp zıplayan çatılara çıkan öğrenciler gibi. Empati kurmak iletişimin en temel kurallarından bir tanesidir ancak her üniversite bunu yaparken kendi örgüt ikliminide düşünerek hareket etmesi gerekiyor. Her üniversite insanların zihninde nasıl konumlanmak istediğine karar verip oluşturmak istediği iklim ile kendini ifade ederse çok daha samimi tanıtımlar yapabilirler.
3) Akademik başarıların sadece sıralamalar ile ifade edilmesi: Üniversiteler tercih dönemlerinde bolca ulusal ya da uluslararası derecelendirme kuruluşlarının yaptığı akreditasyonlardaki sıralama ile övünerek kendilerini ifade ederler. Sıralama vermek zihinde çok daha kolay kalabilmeyi sağlamaktadır. Yani biz şu eğitimleri çok iyi veriyoruz demek yerine bu eğitimlerde X kuruluşunun yaptığı değerlendirmede 2. olduk demek daha net bir ifade olmaktadır. Ancak o kadar çok derecelendirme yapan kurum ve kuruluş ortaya çıkmıştırki her üniversite mutlaka bir şeyde ya 1. ya da 2. olmaktadır hatta yeni kurulan üniversiteler bile bazı derecelendirmelerde yukarıda olduğunu ifade etmektedir. Eğitimin ve eğitmenin kalitesini ifade etmek sadece akademik ünvanlar veya bu tür derecelendirmeler ile değil eğitim deneyimin nasıl olduğunu bütün sene boyunca ulaşılabilir hale getirmekle çok daha etkili olabilir. Amerika’da ve Avrupa’da bir çok iyi üniversite ders ortamını, derslerini ve bütün dönem programlarını dünyaya açarak derslerdeki deneyimleri paylaşıyorlar. Bu tür bir program yapma sıralama ve derecelendirme sonuçlarından çok daha etkili olabilir.
Cevapla
Want to join the discussion?Feel free to contribute!