Büyük Veri(Big Data)yi Kendi Yararınıza Kullanmanın 5 Yolu

image credits: http://static3.businessinsider.com/image/529c795c6bb3f7b44f3706ed/big-data-will-drive-the-next-phase-of-innovation-in-mobile-computing.jpg
Bu yazı ICT Media dergisi Ekim Sayısında yayınlanmıştır
Daha önce ICT Media yazılarımda gelecek trendler arasında en çok oyun değiştirici olan şeylerden bir tanesinin büyük veri olduğunu belirtmiştim. Büyük veri; kullanıcıların yarattıı her türlü verinin anlamlı ve işlenebilir hale çevrilmiş hali olarak tanımlanabilir.
Google’da bile her yıl oluşan yeni veri bugüne kadar insanlığın elde ettiği veriden daha fazla oluyor. CERN’de çarpıştırılan protonlardan oluşan trilyonlarca veri özel bilgisayarlarda saklanıyor ve yeni buluşlar için kullanılıyor. Bankalar milyonlarca kredi kartı müşterilerinin alışveriş alışkanlıklarını gözlemliyor ve buna göre öneriler yapıyorlar. Amazon, facebook ya da google gibi büyük web projeleri kullanıcıların yaptıkları hareketleri her an gözlemliyor ve buna göre dinamik içerik sunuyorlar. Bu bahsettiklerim büyük veri kullanılan alanlardan sadece bazılarını içeriyor.
Genelde büyük veri büyük işletmelerin işi gibi görünsede aslında KOBİ’lerin ya da daha küçük işletmelerinde kullanmasını kolaylaştıracak araçlar bulunuyor. 10 yıldır yaptığım iş koçluğu ve iş geliştirme süreçlerimde işletmelere her zaman veri tutmalarının ve bunu sistematik hale getirmelerinin ne kadar önemli olduğunu anlatıyorum. Verilerini tutmakla birlikte bu verileri doğru yorumlayan ve doğru yerde kullanan işletmelerin çok ciddi rekabet avantajı yakaladığını söylemek yanlış olmaz. Peki bireyler, küçük işletmeler maliyetlerini çok yükseltmeden büyük veriden nasıl faydalanabilirler? Bu konuda 5 tavsiyem var:
1) Google Analytics: Google’ın herkes için ücretsiz sağladığı bu hizmet için sadece ufak bir kod parçasını web sitenizin başına koymanız ve izin vermeniz yetiyor. Bu noktadan sonra Analytics’in giriş sayfasında sizi web siteniz hakkında oldukça anlamlı veriler karşılıyor.
– Web sitenize giren eşsiz ziyaretçiler,
– Web sitenizde geçirilen ortalama zaman,
– Web sitenize girişlerin yapıldığı lokasyonlar,
– Web sitenize girenlerin hangi platformları kullandığı,
– Web sitenizde en çok okunan ve tıklanan sayfaların hangileri olduğu,
– Web sitenizin hangi anahtar kelimeler ile arandığı
gibi saysız veriye rahatlıkla analytics’den ulaşmanız mümkün. Bir çok işletmenin hali hazırda kullandığı bu aracı bir çok işletme hala bilmiyor ya da yönlendirilmiyor.
2) Eposta segmentasyon analizi: Potansiyel müşterilerinize ya da var olanlara epostalar göndererek iletişim kuruyor ya da yeni tekliflerinizden bahsediyor olabilirsiniz. Ancak epostalarınızda müşterilerinizin gruplarına göre hatta mümkünse her müşteri grubunuda küçük gruplara ayırmak çok daha etkili iletişim kurmanızı sağlayacaktır. Müşterilerinizin verilerini alırken sınıflandırmayı unutmamalı ve Aweber ve mailchimp gibi programlarla gruplara özel teklifler gönderebillirsiniz. Bu tür programlar aynı zamanda giden epostaların ne kadar açıldığını, ne kadar okunduğunu ve ne kadar sitede kalındığını size raporlayabiliyor. Bu da bir sonraki teklifinizin çok daha etkin olmasını sağlayabiliyor.
3) Isı Haritası Analizi: Web sitenize giren müşterileriniz en çok neye bakıyor, en çok mouse’u nerede gezdiriyor? Hangi fotoğraf daha çok tık alabilir? Verdiğiniz tekliflerinizi kaç kişi gerçekten izliyor ve değerlendiriyor? İşte bütün bu soruların cevabını ısı haritalarıdnan alabilirsiniz. Basitçe ısı haritaları bir veriyi harita üzerinde göstererek veri ile ilgili etkileşimin nerede daha çok olduğunu görmenizi sağlıyor. Örneğin checkin verilerinizin bulunduğu swarm uygulamasının ısı haritasını yaparak son 1 ayda en çok nerelerde bulunduğunuzu görmeniz mümkün. Aynı şeyi web siteniz içinde yapabilirsiniz. Biraz bütçeli olsada crazyegg.com gibi hizmetlerden faydalanarak çok profesyonel teklifler verebilirsiniz.
4) Web sitenizin içinde arama motoru: Web sitenizi kullanan kişiler hızlı bir şekilde bir veriye ulaşmak istediklerinde eğer iç arama motorunuz yoksa oldukça fazla uğraşabilirler. Ne kadar çok uğraşırlarsa o kadar etkileşim azalabilir. Bu yüzden web sitenizin içine google custom search koyarak bu problemi bütünüyle ortadan kaldırabillirsiniz. Yıllık 100 USD kadar maliyeti olan bu uygulama sitenizi ziyaret edenlerin içeriğiniz içinde aradıklarını çok rahat bulmalarını sağlayacaktır.
5) Sosyal Medya İzleme: Sosyal medya günümüz iletişim paradigmasının en önemli oyuncusu haline geldi. İşletmelerin çoğu henüz bu gücün farkında hala varamadı. Ancak Hem yurtdışında hem de Türkiye’de sosyal medya izleme üzerine çok değerli uygulamalar var. Bu uygulamalara vereceğiniz ufak bütçeler ile bir çok iletişim krizini daha gelmeden öngörebilir, yönetebilir ve marka değerinizi dinamik olarak ölçerek kullanıcılarınızla etkileşiminizi arttırabilirsiniz.
Cevapla
Want to join the discussion?Feel free to contribute!