Girişimciler İçin En Önemli Süreç: İş Modeli Nasıl Oluşturulur?

Image credits: http://farm8.staticflickr.com/7080/7009368359_bd5c1f8831.jpg
Girişimcileri gördüğüm sunumlarda ve toplantılarda artık fikirlerini çok daha iyi anlattıklarını görebiliyorum. Yani 3 yıl önceye göre en azından sunum anlamında bir gelişme olduğunu söyleyebilirim. Ancak bir çok sunumda girişimciler iş modeli konusunda anlatımlarını çok yetersiz yapıyorlar. Biraz ayrıntılı sorular sorduğumuzda iş modelinin sadece hayali ya da henüz elde olmayan veriler ve gerçekler üzerine kurulu olduğunu anlıyoruz.
Öncellikle her yerde kullandığımız “iş modeli” ne demek bir tanımını yapmak gerekiyor(Ne de olsa bir akademisyen yönümde var:)
İş modeli: Bir örgütün, değeri yaratmasını, teslim etmesini ve elde tutmasını sağlayan mantıksal temeldir.
Burada örgüt üzerinde durduğumuz girişimimiz oluyor. Değer ise kullanıcıları için yarattığı iki şey olabilir: önemli bir problemi çözmek ya da yeni bir fayda sağlamak. Yani iki önemli soruyu hemen sormalınız:
1) Hangi problemi çözüyorsunuz?
2) Neye kayda değer bir fayda sağlıyorsunuz? (Kimin/kimlerin hayatı daha güzel oluyor?)
Bu değeri sağlamak için kullanacağıjnız kaynaklarda var. Bu konu ile ilgili bir iş modeli yazısını Adil Oran’dan buradan okuyabilirsiniz. Ben bu yazıda daha çok nasıl bir zihin yapısında hazırlamanız gerektiğinden bahsedeceğim.
İş modeliniz üzerine düşünürken mutlaka elinizde kağıt kalem olmalı. Kafanızda tartışarak bir yere varamazsınız. Öncellikle beyaz tahtanızı, kağıt kaleminizi, post-it lerinizi ve evernote unuzu hazırlayın. Yaptığınız skeçleri tarihi ve saati ile mutlaka kaydedin. İş modelinizdeki gelişmeleri iyi izlemeniz gerekiyor.
Öncellikle kendinize şu 3 soruyu sorun: Sizin ürününüzü;
1) Neden alsınlar? – Bu aslında yukarıdaki çözdüğünüz problem veya sağladığınız fayda ile aynı soru olabilir. Sizin ürününüzü almak için insanların ne gibi sebepleri olabilir? Bunları sıralayın.
2) Neden sizden alsınlar? – Sizin ürününüz olmadığı zaman insanlar ne yapıyordu? (Sakın, “benim ürünüm çok yeni kimse zaten bilmiyor!” demeyin!) Her yeniliğin yerine geçebilecek bir kullanım alanı vardır. Bunu beğenmiyor olabilirsiniz ancak yine de insanların ürününüz yokken neler yapabileceğini düşünmeniz çok önemlidir.
3) Neden şimdi alsınlar? – Aslında diğer iki soruyu yanıtlamak kısmen kolayken bence en önemli ve en dikkate alınmayan soru bu oluyor. Evet harika bir ürününüz ve takımınız olabilir ancak kullanıcıların alışkanlıklarını değiştirmek istiyorsanız bu çok kolay değil.(Hatta hiç kolay değil) Bu yüzden çözüm ya da faydanızın en hızlı şekilde alışkanlık değiştirecek kadar acil bir sıkıntıyı çözebiliyor olması gerekiyor. Bunun üzerinde çok düşünmelisiniz.
Bu soruların hepsini UYGUN bir şekilde cevapladıktan sonra, artık “ölçeklemeyi” düşünmelisiniz. Ölçeklemek, yatırdığınız her 1 TL’ya karşılık satışlarınız ne kadar büyüyeceğidir. Bunu örnekle açıklamayalım: iş modelinizde diyelim ki bir üretici ve tüketiciyi aradaki aracılardan arındırıp bir araya getirmeye çalışıyorsunuz. Aracı aradan çıktığı zaman tüketici daha düşük maliyetle almak isteyecektir. Böyle bir web sitesi ya da platform oluşturabilirsiniz ancak burada müşteriden alacağınız bedel, bir kereliktir. Üretici ve tüketici bir araya geldikten sonra sizin satışlarınız büyümeyecektir. Bu durumda bu iş modelini ancak her direkt üreticiye ulaşmak isteyen tüketici sizden satın alana kadar sürdürebilirsiniz devamı gelmeyecektir. Bu proje ölçeklenebilir bir proje değildir. Olumlu bir örnek yemeksepeti verilebilir. Yemeksepetinin en basit modeli her sipariş başına örnek olarak 1 TL almaksa eğer, bu durumda her zaman karnımız acıkacak ve dünyayı uzaylılar işgal edip hepimiz ölmediğimiz sürece yemek yeme isteğimiz devam edecektir. Bu durumda yemeksepetinin iş modeli ölçeklenir ve ne kadar çok iş yeri ile anlaşıp ne kadar çok lokasyona giderse o kadar fazla kazanır. Bu durumda pazarınızın ne olduğunu iyi düşünmeniz gerekiyor. Çoğu girişimciye pazarınız ne diye sorduğumda: “Bütün Türkiye” gibi gerçekçi olmayan cevaplar alıyorum. Bu yüzden bu soruyu “2 yıl içinde ulaşabileceğiniz pazarınız ne kadar?” şeklinde değiştiriyorum. Ölçekleme için ULAŞILABİLİR pazar potansiyelinizi iyi öğrenmeniz gerekiyor.
Daha sonrasında ürününüzü düşünün ve onun hayali kullanıcısı olun. Örnek olarak: bir mobil uygulamayı ele alalım: Hemen elinizde akıllı telefonu alın ve henüz olmayan uygulamanızı kullanmaya başlayın. Uygulamada hangi komutu verdiniz? Bilgi nereye gitti? Nerede saklanıyor? Kim hangi bilgiyi kullanacak? Hangi platformda kullanacak? Hata olursa nasıl düzelecek? Ne kadar zamanda düzelecek? Ödeme kime yapılacak? Ödeme kimden alınacak? Ödeme ne şekilde olacak? Kime fatura kesilecek? Kim size fatura kesecek? Kim kimi arayacak ya da mail atacak? Hangi ekrandan kim sorumlu olacak? Ekranda ne bulunması gerekiyor?
Buradaki örnek sorulardan ürünü iş modeli içine oturturken ne kadar detaylı düşünmeniz gerektiğini sanırım anlatabilmişimdir. Hazırladığınız yatırımcı ya da tanıtım sunumlarında bu kadar detaya girmeseniz bile kendi ürün ve pazarınızı geliştirmek için mutlaka ürünü hayali bir şekilde kullanıp bütün süreçlerini skeçlemeniz gerekiyor.
Sonuç olarak ürününüz;
– Temel bir problemi çözüyor ya da yeni bir fayda sağlıyorsa,
– Ölçeklenebiliyorsa,
– Bütün süreçleri yönetilebiliyor ve yürütülebiliyorsa
iş modelinizde gelişmeye hazır demektir.
Cevapla
Want to join the discussion?Feel free to contribute!